Buradasınız

Maide Suresi 83. Ayet

Örneğin: Namaz, Oruç, Zekat gibi ...

بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ
Bismillahirrahmanirrahim
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera a'yünehüm tefidu mined dem'i mimma arafu minel hakk yekulune rabbena amenna fektübna meaş şahidin
Peygamber'e indirilen (Kur'ân)i dinledikleri zaman, onun hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Onlar: " Ey Rabb'imiz iman ettik, bizi de şahitlerden yaz" derler.

Sure Adı:

Sure No:

Kur'an-ı Kerim ' de Genel Ayet Sırası: 
752
Ayet No: 
83

Cüz:

Kur'an-ı Kerim Sayfası:

Ya eyyühellezine amenu evfu bil ukud ühillet leküm behimetül en'ami illa ma yütla aleyküm ğayra mühillis saydi ve entüm hurum innellahe yahkümü ma yürid
Ey iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymamanız şartıyla, çeşitli hayvanlar size helal kılındı. Ancak haram oldukları size okunacak olanlar müstesna. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir.
Ya eyyühellezine amenu la tühillu şeairallahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel kalaide ve la amminel beytel harame yebteğune fadlem mir rabbihim ve ridvana ve iza haleltüm fastadu ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin en sadduküm anil mescidil harami en ta'tedu ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah innellahe şedidül ikab
Ey iman edenler! Allah'ın alâmetlerine, haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklarına ve Rablerinden lutuf ve rıza bekleyerek Kabe'ye yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.
Hurrimet aleykümül meytetü ved demü ve lahmül hinziri ve ma ühille li ğayrillahi bihi vel münhanikatü vel mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netiyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma zekkeytüm ve ma zübiha alen nüsubi ve en testaksimu bil ezlam zaliküm fisk elyevme yeissellezine keferu min diniküm fe la tahşevhüm vahşevn elyevme ekmeltü leküm dineküm ve etmentü aleyküm ni'meti ve radiytü lekümül islame dina fe menidturra fi mahmesatin ğayra mütecanifil li ismin fe innellahe ğafurur rahiym
Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.
Yes'eluneke maza ühille lehüm kul ühille lekümüt tayyibatü ve ma alemtüm minel cevarihi mükellibine tüallimunehünne mimma allemekümüllah fe külu mimma emsekne aleyküm vezkürüsmellahi aleyhi vettekullah innellahe seriul hisab
Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. De ki: "Size iyi ve temiz şeyler helal kılındı." Allah'ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın (besmele çekin), Allah'tan korkun. Muhakkak Allah, hesabı çabuk görendir.
Elyevme ühille lekümüt tayyibat ve taamüllezine utül kitabe hillül leküm ve taamüküm hillül lehüm vel muhsanatü minel mü'minati vel muhsanatü minellezine utül kitabe min kabliküm iza ateytümuhünne ücurahünne muhsinine ğayra müsafihiyne ve la müttehizi ahdan ve mey yekfür bil imani fe kad habita amelühu ve hüve fil ahirati minel hasirin
Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır.
Ya eyyühellezine amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafiki vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadüm minküm minel ğaiti ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saiydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydiküm minh ma yüridüllahü li yec'ale aleyküm min haraciv ve lakiy yüridü li yütahhiraküm ve li yütimme ni'metehu aleyküm lealleküm teşkürun
Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.
Vezküru ni'metellahi aleyküm ve misakahüllezi vasekaküm bihi iz kultüm semi'na ve eta'na vettekullah innellahe alimün bi zatis sudur
Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve "İşittik, itaat ettik" dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir.
Ya eyyühellezine amenu kunu kavvamine lillahi şühedae bil kisti ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin ala ella ta'dilu i'dilu hüve akrabü lit takva vettekullah innellahe habirum bi ma ta'melun
Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Veadellahüllezine amenu ve amilus salihati lehüm mağfiratüv ve ecrun aziym
Allah, iman edenlere ve salih amel işleyenlere şöyle vaad etmiştir: Onlar için mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Vellezine keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabül cehiym
İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, cehennemliktirler.
Ya eyyühellezine amenüzküru ni'metellahi aleyküm iz hemme kavmün ey yebsütu ileyküm eydiyehüm fe keffe eydiyehüm ankü vettekullah ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun
Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) yeltenmişti de, O (Allah) onların ellerini sizden çekmişti. Allah'tan korkun. Müminler yalnız Allah'a dayansınlar.
Ve le kad ehazellahü misaka beni israil ve beasna minhümüsney üşera nekiyba ve kalellahü inni meaküm lein ekamtümüs salate ve ateytümüz zekate ve amentüm bi rusüli ve azzertümuhüm ve akradtümüllahe kardan hasenel le ükeffiranne anküm seyyiatiküm ve le üdhilenneküm cennatin tecri min tahtihel enhar fe men kefera ba'de zalike minkümfe kad dalle sevaes sebil
Allah, İsrailoğularından söz almıştı. İçlerinden on iki müfettiş göndermiştik... Allah şöyle demişti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı dosdoğru kıldığınız, zekatı verdiğiniz, peygamberlerime iman ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz, (mallarınızı) Allah yolunda güzelce sarfettiğiniz takdirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdoğru yoldan sapmış olur.
Fe bima nakdihim misakahüm leannahüm ve cealna kulubehüm kasiyeh yüharrifunel kelime ammevadiihi ve nesu hazzam mimma zükkiru bih ve la tezalü tettaliu ala hainetim minhüm illa kalilem minhüm fa'fü anhüm vasfah innellahe yühibbül muhsinin
Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma. Çünkü Allah güzel davrananları sever.
Ve minellezine kalu inna nesara ehazna misakahüm fe nesu hazzam mimma zükkiru bihi fe ağrayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kiyameh ve sevfe yünebbiühümüllahü bi ma kanu yasneun
"Biz hıristiyanız" diyenlerden de söz almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılan şeylerin çoğunu unutmuşlardı. Biz de onların arasına, kıyamete kadar sürecek kin ve düşmanlık soktuk. Allah, ne yapmış olduklarını onlaraelbette haber verecektir.
Ya ehlel kitabi kad caeküm rasulüna yübeyyinü leküm kesiram mimma küntüm tuhfune minel kitabi ve ya'fu an kesir kad caeküm minellahi nuruv ve kitabüm mübin
Ey kitap ehli! Kitaptan gizlemiş olduğunuz şeylerin çoğunu açıklayan, çoğundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi. Ayrıca size, Allah'tan bir nur ve apacık bir kitap da gelmiştir.
Yehdi bilillahü menittebea ridvanehu sübüles selami ve yuhricühüm minez zulümati ilen nuri bi iznihi ve yehdihim ila siratim müstekiym
Allah o kitabla rızasına uygun hareket edenleri selamet yollarına iletir. Onları izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola sevk eder.
Le kad keferallezine kalu innellahe hüvel mesihunü meryem kul fe mey yemlikü minellahi şey'en in erade ey yühlikel misihabne meryeme ve ümmehu ve men fil erdi cemia ve lillahi mülküs semavati vel erdi ve ma beynehüma yahlüku ma yeşa' vallahü ala külli şey'in kadir
Muhakkak ki, "Allah, ancak Meryemoğlu İsa Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: " Allah, Meryemoğlu İsa Mesih'i, anasını ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O'na kim engel olabilir? " Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece Allah'a aittir. O, dilediğini yaratır. Allah, her şeye kadirdir.
Ve kaleltil yehudü ven nesara nahnü ebnaüllahi ve ehibbaüh kul fe lime yüazzibüküm bi zünubiküm bel entüm beşerum mimmen halak yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa' ve lillahi mülküs semavati vel erdi ve ma beynehüma ve ileyhil mesiyr
Yahudiler ve hıristiyanlar, "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: " O halde niçin günahlarınızdan ötürü (Allah ) size azab ediyor?" Hayır, siz de O'nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü Allah'ındır. Nihayet dönüş de O'nadır.
Ya ehlel kitabi kad caeküm rasulüna yübeyyinü leküm ala fetratim miner rusüli en tekulu ma caena mim beşiriv ve la nezirin fe kad caeküm beşiruv venezir vallahü ala külli şey'in kadir
Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada size Resulümüz geldi, gerçekleri açıklıyor ki, (yarın kıyamet gününde): "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyiniz. İşte müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah, her şeye kadirdir.
Ve iz kale musa li kavmihi ya kavmizküru ni'metellahi aleyküm iz ceale fiküm embiyae ve cealleküm mülukev ve ataküm ma lem yü'ti ehadem minel alemin
Musa kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. O, içinizden peygamberler çıkardı. Sizi hükümdarlar yaptı. Ve âlemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi."
Ya kavmidhulül erdal mükaddesetelleti ketebellahü leküm ve la terteddu ala edbariküm fe tenkalibu hasirin
"Ey kavmim, Allah'ın size yazdığı kutsal toprağa girin, geriye dönmeyin, yoksa kayba uğrarsınız."
Kalu ya musa inne fiha kavmen cebbarine ve inna len nedhuleha hatta yahrucu minha fe iy yahrucu minha fe inna dahilun
Onlar da: "Ey Musa! Orada zorba bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, şüphesiz biz de gireriz" dediler.
Kale racülani minellezine yehafune en'amellahü aleyhimedhulu aleyhimül bab fe iza dehaltümuhü fe inneküm ğalibune ve alellahi fe tevekkelu in küntüm mü'minin
Allah'tan korkan ve Allah'ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle dedi: "Onların üzerlerine kapıdan girin. Oradan girerseniz muhakkak galip gelirsiniz. Eğer layıkıyla inanıyorsanız yalnız Allah'a dayanın.
Kalu ya musa inna len nedhuleha ebedem ma damu fiha fezheb ente ve rabbüke fe katila inna hahüna kaidun
Kavmi Musa'ya: "Ey Musa! Onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabb'in gidin savaşın. Biz burada oturacağız" dediler.
Kale rabbi inni la emlikü illa nefsi ve ehiy fefruk beynena ve beynel kavmil fasikiyn
Musa: "Ey Rabbim! Ben, kendimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum, artık bizimle bu fâsık kavmin arasını ayır" dedi.
Kale fe inneha müharrametün aleyhim erbeiyne seneh yetihune fil erdi fe la te'se alel kavmil fasikiyn
Allah Musa'ya şöyle dedi: "Kırk sene o mukaddes yer onlara haram kılınmıştır. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. O fâsık kavim için üzülme!".
Vetlü aleyhim nebeebney ademe bil hakk iz karraba kurbanen fe tükubbile min ehadihima ve lem yütekabbel minel ahar kale le aktülennek kale innema yetekabbelül lahü minel müttekiyn
Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine):" Seni öldüreceğim" demişti. Diğeri ise şöyle demişti: "Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder".
Leim besatte ileyye yedeke li taktüleni ma ene bi basitiy yediye ileyke li aktülek inni ehafüllahe rabbel alemin
"Allah'a yemin ederim ki, sen beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim, ben âlemlerin Rabb'i olan Allah'tan korkarım.
İnni üridü en tebue bi ismi ve ismike fe tekune min ashabin nar ve zalike cezaüz zalimin
"Ben isterim ki sen, benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zalimlerin cezası budur".
Fe tavveat lehu nefsühu katle ehiyhi fe katelehu fe asbeha minel hasirin
Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara uğrayanlardan oldu.
Fe beasellahü ğurabey yebhasü fil erdi li yüriyehu keyfe yüvari sev'ete ehiyh kale ya veyleta eaceztü en ekune misle hazel ğurabi fe üvariye sev'ete ehiy fe asbeha minen nadimin
Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu. "Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?" dedi ve pişman olanlardan oldu.
Min ecli zalike ketebna ala beni israile ennehu men katel nefsem bi ğayri nefsin ev fesadin fil erdi fe keennema katelen nase cemia ve men ahyaha fe keennema ahyan nase cemia ve le kad caethüm rusülüna bil beyyinati sümme inne kesiram minhüm ba'de zalike fil erdi le müsrifun
Bunun içindir ki, İsrâiloğulları'na: "Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur" hükmünü yazdık (farz kıldık). Şüphesiz ki onlara peygamberlerimiz açık delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onların birçoğu yeryüzünde aşırı gitmektedirler.
İnnema cezaüllezine yüharribunellahe ve rasulehu ve yes'avne fil erdi fesaden ey yükattelu ev yüsallebu ev tükattaa eydihim ve ercülühüm min hilafin ev yünfev minel ard zalike lehüm hizyün fid dünya ve lehüm fil ahirati azabün aziym
Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.
İllellezine tabu min kabli en takdiru aleyhim fa'lemu ennellahe ğafurur rahiym
Ancak kendilerini yakalamanızdan önce tevbe edenler başka. Bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Ya eyyühellezine amenüttekullahe vebteğu ileyhil vesilete ve cahidu fi sebilihi lealleküm tüflihun
Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na yaklaşmaya yol arayın ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz.
İnnellezine keferu lev enne lehüm ma fil erdi cemiav ve mislehu meahu li yeftedu bihi min azabi yevmil kiyameti ma tükubbile minhüm ve lehüm azabün elim
Bütün yeryüzündekiler ve bir o kadarı daha inkâr edenlerin olsa, bunlar kıyamet gününün azabından kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler yine onlardan kabul edilmez. Onlar için can yakıcı bir azap vardır.
Yüridune ey yahrucu minen nari ve ma hüm bi haricine minha ve lehüm azabüm mükiym
Cehennem ateşinden çıkmak isterler. Ama oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.
Ves sariku ves sarikatü faktau eydiyehüma cezaem bima keseba nekalem minellah vallahü azizün hakim
Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir.
Fe men tabe mim ba'di zulmihi ve asleha fe innellahe yetubü aleyh innellahe ğafurur rahiym
Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.
E lem ta'lem ennellahe lehu mülküs semavati vel erdi yüazzibü mey yeşaü ve yağfiru li mey yeşa' vallahü ala külli yeş'in kadir
Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait olduğunu, dilediğine azap edip dilediğini de bağışladığını bilmedin mi? Allah herşeye kâdirdir.
Ya eyyüher rasulü la yahzünkellezine yüsariune fil küfri minellezine kalu amenna bi efvahihim ve lem tü'min kulubühüm ve minellezine hadu semmaune lil kezibi semmaune li kavmin aharine lem ye'tuk yüharrifunel kelime mim ba'di mevadiih yekulune in utitüm haza fe huzuhü ve il lem tü'tevhü fahzeru ve mey yüridillahü fitnetehu fe len temlike lehu minellahi şey'a ülaikellezine lem yüridillahü ey yütahhira kulubehüm lehüm fid dünya hizyüv ve lehüm fil ahirati azabün aziym
Ey peygamber, ağızlarıyla "inandık" deyip, kalbleriyle inanmamış olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler, "eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" derler. Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalblerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır.
Semmaune lil kesibi ekkalune lis suht fe in cauke fahküm beynehüm ev a'rid anhüm ve in tu'rid anhüm fe ley yedurruke şey'a ve in hakemte fahküm beynehüm bil kist innellahe yühibbül muksitiyn
Onlar, yalana çok kulak verirler ve çok haram yerler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Eğer aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever.
Ve keyfe yühakkimunee ve indehümüt tevratü fiha hukmüllahi sümme yetevellevne mim ba'di zalik ve ma ülaike bil mü'minin
İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında dururken seni nasıl hakem yapıyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar? Onlar inanıcı değillerdir.
İnna enzelnet tevrate fiha hüdev ve nur yahkümü bihen nebiyyunellezine eslemu lillezine hadu ver rabbaniyyune vel ahbaru bimestuhfizu min kitabillahi ve kanu aleyhi şüheda' fe la tahşevün nase vahşevni ve la teşteru bi ayati semenen kalila ve mel lem yahküm bi ma enzelellahü fe ülaike hümül kafirun
İçinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'ı, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, yahudiler hakkında hükmederler, kendilerini Tanrıya adamış zâhitler, âlimler de, Allah'ın kitabını korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'ın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi. İnsanlardan korkmayın, benden korkun, âyetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.
Ve ketebna aleyhim fiha ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel üzüne bil üzüni ves sinne bis sinni vel cüruha kisas fe men tesaddeka bihi fe hüve keffaratül leh ve mel lem yahküm bima enzelellahü fe ülaike hümüz zalimun
Biz Tevrat'ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas (ödeşme) yazdık. Bununla beraber kim kısas hakkını bağışlarsa, bu kendi günahlarına keffaret olur. Ve kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
Ve kaffeyna ala asarihim bi iysebni meryeme müsaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve ateynahül incile fihi hüdev ve nuruv ve müsaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve hüdev ve mev'izatel lil müttekiyn
O peygamberlerin ardından, yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur olan, kendinden önceki Tevrat'ı tasdik eden ve Allah'dan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir öğüt olan İncil'i verdik.
Vel yahküm ehlül incili bima enzelellahü fih ve mel lem yahküm bima enzelellahü fe ülaike hümül fasikun
İncil ehli de Allah'ın ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.
Ve enzelna ileykel kitabe bil hakki müsaddikal lima beyne yedeyhi minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelellahü ve la tettebi' ehvaehüm amma caeke minel hakk li küllin cealna minküm şir'atev ve minhaca ve lev şaellahü le cealeküm ümmetev vahidetev ve lakil li yeblüveküm fi ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm cemian fe yünebbiüküm bi ma küntüm fihi tahtelifun
Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab (Kur'ân)ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.
Ve enihküm beynehüm bi ma enzelellahü ve la tettebi' ehvaehüm vahzerhüm ey yeftinuke amba'di ma enzelellahü ileyk fe in tevellev fa'lem ennema yüridüllahü ey yüsiybehüm bi ba'di zünubihim ve inne kesiram minen nasi le fasikun
Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer Allah'ın hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kısım günahları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların çoğu yoldan çıkanlardır.
E fe hukmel cahiliyyeti yebğun ve men ahsenü minellahi hukmel li kavmiy yukinun
Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?
Ya eyyühellezine amenu la tettehizül yehude ven nesara evliya' ba'duhüm evliyaü ba'd ve mey yetevellehüm minküm fe innehu minhüm innellahe la yehdil kavmez zalimin
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.
Fe terallezine fi kulubihim meraduy yüsariune fihim yekulune nahşa en tüsiybena dairah fe asellahü ey ye'tiye bil fethi ev emrim min indihi fe yusbihu ala ma eserru fi enfüsihim nadimin
Kalblerinde hastalık bulunanların :" Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek, onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katından bir emir (iş) getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.
Ve yekulüllezine amenu ehaülaillezine aksemu billahi cehde eymanihim innehüm le meaküm habitat a'malühüm fe asbehu hasirin
İman edenler: "Sizinle beraber olduklarına dair, Allah'a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mı?" derler. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir ve kaybedenlerden olmuşlardır.
Ya eyyühellezine amenu mey yertedde minküm an dinihi fe sevfe ye'tillahü bi kavmiy yühibbühüm ve yühibbunehu ezilletin alel mü'minine e izzetin alel kafirine yücahidune fi sebilillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlüllahi yütihi mey yeşa' vallahü vasiun alim
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.
İnnema veliyyükümüllahü ve rasulühu vellezine amenüllezine yükiymunes salate ve yü'tunez zekate ve hüm rakiun
Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir.
Ve mey yetevellellahe ve rasulehu vellezine amenu fe inne hizbellahi hümül ğalibun
Kim Allah'ı, O'nun Resulünü ve müminleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah'ın taraftarları galip geleceklerdir.
Ya eyyühellezine amenu la tettehizül lezinettehazu dineküm hüzüvev ve leibem minellezine utül kitabe min kabliküm vel küffara evliya' vettekullahe in küntüm mü'minin
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin. Eğer (gerçekten) iman ediyorsanız, Allah'dan gereğince korkun.
Ve iza nadeytüm iles salatittehazuha hüzüvev ve leiba zalike bi ennehüm kavmül la ya'kilun
Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır.
Kul ya ehlel kitabi hel tenkimune minna illa en amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile min kablü ve enne ekseraküm fasikun
De ki: "Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmışlarsınız".
Kul hel ünebbiüküm bi şerrim min zalike mesubeten indellah mel leanehüllahü ve ğadibe aleyhi ve ceale minhümül kiradete vel hanazira ve abedet tağut ülaike şerrum mekanev ve edallü an sevais sebil
De ki: "Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır".
Ve iza cauküm kalu amenna ve kad dehalu bil küfri ve hüm kad haracu bih vallahü a'lemü bi ma kanu yektümun
Onlar, size geldikleri zaman, "iman ettik" dediler. Oysa yanınıza kâfir olarak girip, kâfir olarak çıkmışlardır. Allah, onların gizlediklerini çok iyi bilir.
Ve tera kesiram minhüm yüsariune fil ismi vel udvani ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu ya'melun
Onlardan çoğunu, günah işlemede, düşmanlıkta ve haram yemede yarış ederken görürsün. Bu yaptıkları şeyler ne kötüdür!
Lev la yenhahümür rabbaniyyune vel ahbaru an kavlihimül isme ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu yasneun
Gerçek dindarların ve din bilginlerinin, onları günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yaptıkları şey ne kötüdür!
Ve kaletil yehudü yedüllahi mağluleh ğullet eydihim ve lüinu bi ma kalu bel yedahü mebsutatani yünfiku keyfe yeşa' ve le yezidenne kesiram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra ve elkayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kiyameh küllema evkadu naral lil harbi atfeehellahü ve yes'avne fil erdi fesada vallahü la yühibbül müfsidin
Yahudiler, "Allah'ın eli çok sıkıdır" dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Aksine Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü azdırıyor. Biz, onların aralarına tâ kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozğunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.
Ve lev enne ehlel kitabi amenu vettekav le kefferna anhüm seyyiatihim ve le edhalnahüm cennatin neiym
Eğer kitap ehli iman etmiş ve layıkıyla korunmuş olsalardı, onların kötülüklerini örter, nimeti bol olan cennetlere koyardık.
Ve lev ennehüm ekamüt tevrate vel incile ve ma ünzile ileyhim mir rabbihim le ekelu min fevkihim ve min tahti erculihim minhüm ümmetüm muktesideh ve kesirum minhüm sae ma ya'melun
Eğer onlar, Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı, hem üstlerindeki, hem de ayaklarının altındaki (nimetlerden bol bol) yerlerdi. Onların arasında ılımlı bir grup da vardı. Böyle olmakla beraber onların çoğunun yaptıkları ne kadar kötüdür!
Ya eyyüher rasulü belliğ ma ünzile ileyke mir rabbik ve il lem tef'al fe ma bellağte risaleteh vallahü ya'simüke minen nas innellahe la yehdil kavmel kafirun
Ey şanlı Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O'nun peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah, kâfirler toplumunu doğru yola iletmez.
Kul ya ehlel kitabi lestüm alal şey'in hatta tükiymüt tevrate vel incile ve ma ünzile ileyküm mir rabbiküm ve le yezidenne kesiram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra fe la te'se alel kavmil kafirin
De ki: "Ey kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça bir esas üzerinde değilsiniz. Şüphesiz ki, Rabbinden sana indirilenler, onların çoğunun azgınlığını ve inkârını artıracaktır. Şu halde kâfir olan bir toplum için üzülme!
İnnellezine amenu vellezine hadu ves sabiune ven nesara men amene billahi vel yevmil ahiri ve amile salihan fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
Muhakkak ki inananlar, yahudiler, sabiiler ve hıristiyanlardan kim Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
Le kad ehazna misaka beni israile ve erselna ileyhim rusüla küllema caehüm rasulüm bi ma la tehva enfüsühüm ferikan kezzebu ve ferikay yaktülun
Andolsun biz, İsrailoğulları'ndan söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber nefislerinin hoşlanmadığı bir şey getirmişse, bunlardan bir kısmını yalanlamışlar, bir kısmını da öldürmüşlerdir.
Ve hasibu ella tekune fitnetün feamu ve sammu sümme tabellahü aleyhim sümme amu ve sammu kesirum minhüm vallahü basiyrum bima ya'melun
Onlar, bir fitne kopmayacak sandılar, kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah onların tevbesini kabul etti. Sonra yine onların çoğu kör, sağır kesildiler. Allah, onların yaptıklarını görüyor.
Le kad keferallezine kalu innellahe hüvel mesihubnü meryem ve kalel mesihu ya beni israila'büdüllahe rabbi ve rabbeküm innehu mey yüşrik billahi fe kad harramellahü aleyhil cennete ve me'vahün nar ve ma liz zalimine min ensar
Andolsun, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih onlara: "Ey İsrailoğulları, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehenemdir. Zalimlerin yardımcıları da yoktur" demişti.
Le kad keferallezine kalu innellahe salisü selaseh ve ma min ilahin illa ilahüv vahid ve il lem yentehu amma yekulune le yemessennellezine keferu minhüm azabün elim
"Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa tek ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse, elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azap dokunacaktır.
E fe la yetubune ilellahi ve yestağfiruneh vallahü ğafurur rahiym
Hâlâ Allah'a tevbe edip O'ndan af dilemiyorlar mı? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Mel mesihubnü meryeme illa rasul kad halet min kablihir rusül ve ümmühu siddikah kana ye'külanit taam ünzur keyfe nübeyyinü lehümül ayati sümmenzur enna yü'fekun
Meryem'in oğlu Mesih (İsa), sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!
Kul e ta'büdune min dunillahi ma la yemlikü leküm darrav ve la nef'a vallahü hüves semiul alim
De ki: "Allah'ı bırakıp da size ne zarar, ne de fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah işitendir, bilendir".
Kul ya ehlel kitabi la tağlu fi diniküm ğayral hakki ve la tettebiu ehvae kavmin kad dallu min kablü ve edallu kesirav ve dallu an sevais sebil
De ki: "Ey kitap ehli! Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve böylece doğru yolu kaybetmiş bir kavmin keyiflerine uymayın".
Lüinellezine keferu mim beni israile ala lisani davude ve iysebni meryem zalike bima asav ve kanu ya'tedun
İsrailoğulları'ndan küfredenler, Davud ve Meryem'in oğlu İsa diliyle lanetlenmişlerdir. Bu, onların isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri yüzündendi.
Kanu la yetenahevne amünkerin fealuh lebi'se ma kanu yef'alun
Onlar, yaptıkları kötülüklerden vazgeçmiyorlardı. Yaptıkları şey ne kötü idi.
Tera kesiram minhüm yetevellevnellezine keferu le bi'se ma kaddemet lehüm enfüsühüm en sehitallahü aleyhim ve fil azabi hüm halidun
Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır.
Ve lev kanu yü'minune billahi vne nebiyyi ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyae ve lakinne kesiram minhüm fasikun
Eğer onlar, Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilen Kur'ân'a inanmış olsalardı, kâfirleri dost tutmazlardı. Fakat onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.
Le tecidenne eşedden nasi adavetel lillezine amenül yehude vellezine eşraku ve le tecidenne akrabehüm meveddetel lillezine amenüllezine kalu inna nesara zalike bi enne münhüm kissisine ve ruhbanev ve ennehüm la yestekbirun
İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak yahudileri ve Allah'a ortak koşanları bulursun. Ve yine iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: "Biz hıristiyanlarız" diyenleri bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır. Ve onlar büyüklük taslamazlar.
Ve ma lena la nü'minü billahi ve ma caena minel hakki ve natmeu ey yüdhilena rabbüna meal kavmis salihiyn
"Hem biz Rabb'imizin bizi iyi kişilerle birlikte (cennete) sokmasını arzulayıp dururken, neden Allah'a ve hak olarak bize gelen şeylere inanmayalım!".
Fe esabehümüllahü bima kalu cennatin tecri min tahtihel enharu halidine fiha ve zalike ceazül muhsinin
Böyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükafatlandırmıştır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte iyilik yapanların mükafatı budur.
Velelizne keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabül cehiym
İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar da cehennem ehlidir.
Ya eyyühellezine amenu la tüharrimu tayyibati ma ehallellahü leküm ve la ta'tedu innellahe le yühibbül mu'tedin
Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram saymayın. Ve aşırı da gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.
Ve külu mimma razekakümüllahü halalen teyyibev vettekullahellezi entüm bihi mü'minun
Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah'tan korkun.
La yüahizükümüllahü billağvi fi eymaniküm ve lakiy yüahizüküm bima akkadtümül eyman fe keffaratühu it'amü aşerati mesakine min evseti ma tut'imune ehliküm evkisvetühüm ev tahriru rakabeh fe mel lem yecid fe siyamü selaseti eyyam zalike kefferatü eymaniküm iza haleftüm vahfezu eymaneküm kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihi lealleküm teşkürun
Allah sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezası), ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi koruyun. İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz.
Ya eyyühellezine amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamü ricsüm min ameliş şeytani fectenibuhü lealleküm tüflihun
Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.
İnnema yüridüş şeytanü ey yukia beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salah fe hel entüm müntehun
Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?
Ve etiy'ullahe ve etiy'ur rasule vahzeru fe in tevelleytüm fa'lemu ennema ala rasulinel belağul mübin
Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Kötülüklerden sakının. Eğer yüz çevirirseniz, biliniz ki, Peygamber'imize düşen sadece apaçık tebliğdir.
Leyse alellezine amenu ve amilus salihati cünahun fima taimu iza mettekav ve amenu ve amilus salihati sümmettekav ve amenu sümmettekav ve ahsenu vallahü yühabbül muhsinin
İman edip salih amel işleyenler, Allah'tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah'tan korktukları ve iyilikte bulundukları müddetçe, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanları sever.
Ya eyyühellezine amenu le yeblüvenne kümüllühü bi şey'im mines saydi tenalühu eydiküm ve rimahuküm li ya'lemellahü mey yehafühu bil ğayb fe meni'teda ba'de zalike fe lehu azabün elim
Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla dener ki, gizlide kendisinden korkanları meydana çıkarsın. Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azab vardır.
Ya eyyühellezine amenu la taktülüs sayde ve entüm hurram ve men katelehu minküm müteammiden fe ceazüm mislü ma katele minen neami yahkümü bihi zeva adlim minküm hedyem baliğal ka'beti ev keffaratün taamü mesakine ev adlü zalike siyamel li yezuka ve bale emrih afallahü amma selef ve men ade fe yentekimüllahü minh vallahü azizün züntikam
Ey iman edenler, ihramlı iken av hayvanı öldürmeyin. İçinizden kim kasten onu öldürürse, yaptığı işin vebalini tatması için, öldürdüğü hayvanın dengi ona cezadır ki, Kâbe'ye ulaşacak bir kurban olmak üzere buna yine içinizden iki adaletli kişi hükmeder; yahut (ceza olmak üzere) bir keffarettir ki, ya o nisbette fakirleri doyurmak, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Allah geçmişi affetmiştir. Fakat kim de bu suçu tekrarlarsa, Allah ondan intikamını alır. Allah damia gâliptir, intikam sahibidir.
Ühille leküm saydül bahri ve taamühu metaal leküm ve lis seyyarah ve hurrime aleyküm saydül birri ma düntüm huruma vettekullahellezi ileyhi tuhşerun
Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun.
Cealellahül ka'betel beyteh harame kiyamel lin nasi veş şehral harame vel hedye vel kalaid zalike li ta'lemu ennellahe ya'lemü ma fis semavati ve ma fil erdi ve ennellahe bi külli şey'in alim
Allah, Kâbe'yi, o Beyt-i haram'ı, haram ayı, kurbanı ve (kurbanlardaki) gerdanlıkları insanlar için bir nizam kıldı. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olan herşeyi bildiğini ve Allah'ın herşeyi hakkıyle bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir.
İ'lemu ennellahe şedidül ikabi ve ennellahe ğafurur rahiym
İyi bilin ki Allah, hem cezası çok şiddetli olandır, hem de çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Ma aler rasuli illel belağ vallahü yalemü ma tübdune ve ma tektümun
Peygamber'in üzerine düşen sadece duyurmadır. Allah, açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
() Kul la yestevil habisü vet tayyibü ve lev a'cebeke kesratül habis fettekullahe ya ülil elbabi lealleküm tüflihun
De ki:"Pis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz, pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile". Ey selim akıl sahipleri Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.
Ya eyyühellezine amenu la tes'elu an eşyae in tübde leküm tesü'küm ve in tes'elu anha hiyne yünezzelül kur'anü tübde leküm afallahü anha vallahü ğafurun halim
Ey iman edenler! Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek olan şeylerden sormayın. Eğer onları Kur'ân indirilirken sorarsanız size açıklanır. Halbuki Allah onlardan geçmiştir. Allah çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır.
Kad seeleha kavmün min kabliküm sümme asbehu biha kafirin
Sizden önce gelen bir kavim bunları sormuştu da sonra inkâr etmişti.
Ma cealellahü mim behiyrativ ve la saibetiv ve la vesiyletiv ve la hamiv ve lainnellezine keferu yefterune alellahil kezib ve ekseruhüm la ya'kilun
Allah, ne "bahîre"yi, ne "sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"ı meşru kılmıştır. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onların çoğunun akılları ermez.
Ve iza kiyle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli kalu hasbüna ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la ya'lemune şey'ev ve la yehtedun
Onlara: " Allah'ın indirdiği (kitabı)ne ve peygamber'e gelin" dendiği zaman:" Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsa da mı?
Ya eyyühellezine amenu aleyküm enfüseküm la yedurruküm men dalle izehtedeytüm ilellahi mirciuküm cemian fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun
Ey inananlar, kendinize dikkat edin. Siz doğru yolda olduğunuz takdirde doğru yoldan sapanlar size zarar veremezler. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Yaptıklarınızı size O haber verecektir.
Ya eyyühellezine amenu şehadetü beyniküm iza hadara ehadekümül mevtü hiynel vesiyyetisnani zevaadlim minküm ev aharani min ğayriküm in entüm darabtüm fil erdi fe esabetküm müsiybetül mevt tahbisunehüma mim ba'dis salati fe yuksimani billahi inirtebtüm la neşteri bihi semenev ve lev kane za kurba ve la nektümü şehadetellahi inna izel le minel azimin
Ey iman edenler! İçinizden birine ölüm (emareleri) geldiği zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şahitliğin hükmü, kendi içinizden iki adaletli şahit, yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, ölüm (emareleri de) size gelip çatmışsa, sizden olmayan diğer iki şahit tutmaktır. Eğer (bunlardan) şüpheye düşerseniz, namazdan sonra onları alıkorsunuz. Onlar da Allah'a şöyle yemin ederler: "Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi halde günahkârlardan oluruz".
Fe in usira ala ennehümestehakka ismen fe aharani yekumani mekamehüma minellezi nestehakka aleyhimül evleyani fe yuksimani billahi le şehadetüna ehakku min şehadetihima ve ma'tedeyna inna izel le minez zalimin
Eğer o iki şahidin bir günah işledikleri anlaşılırsa ölene daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçerler ve: "Bizim şahitliğimiz, önceki iki kişinin şahitliğinden daha doğrudur. Biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik. Aksi halde biz de zalimlerden olurduk" diye Allah'a yemin ederler.
Zalike edna ey ye'tu biş şehadeti ala vechiha ev yehafu en türadde eymanüm ba'de eymanihim vettekullahe vesmeu vallahü la yehdil kavmel fasikiyn
İşte bu, şahitliklerini gerektiği gibi yapmaları, yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmaları için en iyi yoldur. Allah'tan korkun ve emirlerini dinleyin. Allah, doğru yoldan çıkan bir topluluğu hidayete erdirmez.
Yevme yecmeullahür rusüle fe yekulü ma za ücibtüm kalu la ilme lenav inneke ente allamül ğuyub
Allah, Resulleri topladığı gün:" Size ne cevap verildi? "der. "Bizim bilgimiz yok" derler, "gizlileri bilen yalnız sensin, sen!".
İz kalellahü ya iysebne meryemezkür ni'meti aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhil kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hikmete vet tevrate vel incil ve iz tahlüku minet tiyni ke hey'etit tayri bi izni fe tenfühu fiha fe tekunü tayram bi izni ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi izni ve iz huricül mevta bi izni ve iz kefeftü beni israile anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezine keferu minhüm in haza illa sihrum mübin
Allah şöyle diyecektir: "Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu'l-Kudüs (Cebrâil) ile desteklemiştim. Beşikteyken ve kemâle ermişken insanlarla konuşuyordun. Sana yazıyı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış ve ona üflemiştin, o da iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle (hayata) çıkarmıştın. İsrailoğulları'na âyetlerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin: "Bu ancak apaçık bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum.
Ve iz evhaytü ilel havariyyine en aminu bi ve bi rasuli kalu amenna veşhed bi ennena müslimun
Hani Havarilere: " Bana ve Resulüme iman edin" diye ilham etmiştim. Onlar da: "İman ettik, bizim şüphesiz müslümanlar olduğumuza şahit ol" demişlerdi.
İz kalel havariyyune ya iysebne meryeme hel yestetiy'u rabbüke ey yünezzile aleyna maidetem mines sema' kalettekullahe in küntüm mü'minin
Havariler:" Ey Meryemoğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" dediler. İsa da: "İnanıyorsanız Allah'tan korkun" dedi.
Kalu nüridü en ne'küle minha ve tatmeinne kulubüna ve na'leme en kad sadaktena ve nekune aleyha mineş şahidin
Havâriler: "İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalım" dediler.
Kale iysebnü meryemellahümme rabbena enzil aleyna maidetem mines semai tekunü lena iydel li evvelina ve ahirina ve ayetem mink verzukna ve ente hayrir razikiyn
Meryemoğlu İsa da: "Allah'ım, Rabbımız, bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve senden bir mucize olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın!" dedi.
Kalellahü inni münezzilüha aleyküm fe mey yekfür ba'dü minküm fe inni üazzibühu azabel la üazzibühu ehadem minel alemin
Allah buyurdu ki:" Ben onu size indireceğim. Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacağım bir azabı yaparım".
Ve iz kalellahü ya iysebne meryeme e ente kulte lin nasittehizuni ve ümmiye ilaheyni min dunillah kale sübhaneke ma yekunü li en ekile ma leşse li bi hakk in küntü kultühu fe kad alimteh ta'lemü ma fi nefsi ve la a'lemü ma fi nefsik inneke ente allamül ğuyub
Ve Allah demişti ki: "Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara: 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". "Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!".
Me kultü lehüm illa ma emarteni bihi eni'büdüllahe rabbi ve rabbeküm ve küntü aleyhim şehidem ma dümtü fihim felemma teveffeyteni künte enter rakiybe aleyhim ve ente ala külli şey'in şehid
"Ben onlara sadece, senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbınız olan Allah'a kulluk edin, dedim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız sen oldun. Sen herşeyi görensin.
İn tüazzibhüm fe innehüm ibadük ve in tağfir lehüm fe inneke entel azizül hakim
"Eğer onlara azab edersen, onlar senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen daima üstünsün, hikmet sahibisin".
Kalellahü haza yevmü yenfeus sadikiyne sidkuhüm lehüm cennatün tecri min tahtihel enharu halidine fiha ebeda radiyellahü anhüm ve radu anh zalikel fevzül aziym
Allah buyurdu ki: "Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır". Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur.
Lillahi mülküs semavati vel erdi va ma fihinn ve hüve ala külli şey'in kadir
Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herşeyin mülkü Allah'ındır. O herşeye kâdirdir.